-1.jpg)
Tüm zamanların en büyük hekimlerineden İBNİ SİNA sağlığı böyle özetlemiş;
“Sözün güzelliği kısalığındadır; ŞİFA HAZIMDADIR”
Tavsiyelerimizin maksadı nitelikli sindirimi sağlamak.
Sindirebileceğimiz kadar yiyelim, çünkü ötesi israf...
Yemek öncesi ve sonrası el, ağız, ortam ve gıda temizliğine dikkat ediyoruz.
Su içmek için yemekten 15 dakika öncesini veya 2 saat sonrasını tercih ediyoruz.
Çünkü bu aralıkta gereğinden fazla tüketilen su, maden suyu ve sıvı gıdalar mide asidini azaltarak yemeklerin midede bekleme süresini uzatır. Böylece sindirim daha baştan bozulmuş olur.
Yemeğe zihnen de hazırlık yapıyoruz. (görün, koklayın, size olan faydalarını düşünün)
Yemeğe mümkün olduğunca aile veya yakınlarla birlikte oturuyoruz.
Ağza konulan her lokmayı en küçük parçalarına kadar çiğniyoruz.
Kesinlikle ayakta yemek yemiyoruz.
Acıkmadan hiçbir şey yemiyoruz. Sofradan tıkabasa doymadan kalkıyoruz.
Unu, tuzu, şekeri azaltıyoruz.
Bayat ve tekrar ısıtılmış gıdalardan uzak duruyoruz.
Rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak duruyoruz.
GDO’lu gıdalar tüketmiyoruz.
Mümkün olduğunca organik besinleri tercih ediyoruz.
Sebze, meyve ve balıkları mevsimine göre tercih ediyoruz.
Soframızdaki sebze, meyve ve çiğ kuruyemiş gibi pişmemiş yiyeceklerin oranını artırıyoruz. (Yaklaşık % 50)
Soframızda az çeşit bulunduruyoruz ve sofrada gereğinden fazla kalmıyoruz.
Tatlı veya meyveyi yemeğin öncesinde almayı tercih ediyoruz.
Bir öğün yaptıktan sonra tam bir sindirim oluşana kadar (yaklaşık 5 saat) hiçbir şey yemiyoruz.
Tek bir fındık yesek bile onu bir öğün sayıyoruz. (çünkü tek bir fındık için bile tüm sindirim sistemi çalışır.)
Bu şekilde günde en fazla 3 öğün yemek yiyoruz. Örneğin SABAH 9 - ÖĞLEN 14 – AKŞAM 19.
Öğün süresi olarak 30 dakikayı geçmiyoruz.
Akşam 20:00 den sonra hiçbir şey yemiyoruz. Çünkü bu saatten sonra sindirim sistemi yeterince çalışamaz ve (Uyku vakti ile son yenilen arasında en az 3 saat olmalı)
Yemekte sonra en az 2 saat spor yapmıyoruz, duş almıyoruz. Çünkü bu sindirime yönelen kan akımının yönünü değiştirerek sindirim kalitesini bozar.
Yediklerimizin çeşitliliği önemlidir.
Karbonhidrat ; Sebze - meyve çeşitliliği, protein; et, süt ürünleri, yumurta çeşitliliği, yağ; bitkisel, hayvansal çeşitliliği…
Ancak bu aynı anda çok çeşit tüketelim demek değildir. Doğru olan çeşitleri öğünlere ve haftalara ayırmaktır. “Pazartesi balık, Salı tavuk, Cuma ve Pazar kırmızı et günü” “Kahvaltıda bir gün zeytinyağı, diğer gün tereyağı” “Kahvaltıda bir gün yumurta, diğer gün tulum peyniri, diğer gün kavurma” vs. gibi.
Sofrada olabildiğince az çeşit bulundurursak yediklerimizin bünyemize etkisini gözleyebiliriz. Böylece hangisinin bizi nasıl etkilediğini anlamamız daha kolay olur.
Lezzeti hoşumuza gidebilir ancak yedikten sonra karında şişkinlik, gaz şikayeti, bilinç bulanıklığı vs. gibi belirtiler yapıyorsa bu sizin gıdanız değildir. Ancak aynı sofrada pirinç, bulgur, patates ve ekmek birlikteyse size hangisinin dokunduğunu anlayamazsınız. Bunu gözlemek öğünde az çeşit bulundurarak mümkündür.