-1.jpg)
Hacamat binlerce yıldır uygulanmaya devam eden en köklü tıbbi uygulamalardan birisi. Mısır, Çin, Hint, Yunan ve İslam medeniyetlerinin tamamında uygulanmış ve kabul görmüş.
Günümüzde yine dünya çapında uygulanmaya devam ediyor. Bir çok ülkede "wet cupping therapy" olarak anılıyor. Ülkemizde ise hacamat tedavisi öncesi en çok merak edilen ve sorulan konu hacamat günleri oluyor.
Öncelikle hacamat tıbbi bir işlemdir. Kan çıkışı olduğu için steril ortamda yapılması gerekir. Bu işlemin gerekliliğine ve hastanın bu işlemden yarar göreceğine karar verildiğinde hiçbir gün kısıtı yoktur. Acil ihtiyacı olan ve fayda görecek bir hastayı tedavinin günü vardır diye ileri bir tarihe ertelemek tıbbi - dini - vicdani hiçbir mantığa uymaz.
Bununla birlikte tedavinin daha faydalı olabileceği günleri de göz ardı etmemek gerekir. İşte bu noktada günlerden bahsedebiliriz.
Hacamat günleri olarak anılan günler "dolunaydan sonraki tekli günler"dir. Dolunayın dünyamız üzerindeki çekim gücünü med-cezir olaylarından biliyoruz. Sadece denizler üzerinde değil insanların kan dolaşımında da hareketliliğe ve cilt yüzeyindeki kan akımının artmasına neden oluyor. Bu nedenle dolunay sonrası günlerde cilt yüzeyinden toksin atılımının kolaylaştığını varsayıyoruz. Hicri ayların 17. 19. ve 21. günleri ise bizim için daha özel. Bunun sebebi bu konuda teyit edilmiş hadisi şerifler olması. Hacamat İslam'dan önce de tüm dünyada olduğu gibi arap yarımadasında da uygulanıyormuş. Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) kendi döneminde uygulanan "dağlama" gibi bazı tedavilerden ashabını men ederken hacamat tedavisinin devam ettirilmesini özellikle tavsiye ediyor.
Hacamat günleri ile alakalı yine hadislere dayandırılarak belirtilen farklı ifadelerde de haftanın şu günleri yapılır bu günleri yapılmaz diyenler var. Ancak bu konuda gerçekliği kanıtlanmış rivayetler yok.
Sonuç olarak hacamat tıbbi bir tedavidir. İhtiyaç olan her gün yapılabilir.
Bununla birlikte dolunaydan sonraki günlerde yapıldığı takdirde ise daha faydalı olduğu varsayılmaktadır.